Bir süre önce, kulağımıza hükümetin temmuz ayındaki “sosyal medya düzenlemeleri” ile kendisini içine soktuğu durumdan kurtarmaya çalıştığı bilgisi geldi. Türkiye’de temsilcilik açmaya yanaşmayan firmaların, kesilen 10 ve 30 milyon TL’lik cezaları pek takmadığı günlerde, AKP’nin sosyal medya firmaları ile araya bazı arabulucular sokmaya çalıştığını duyduk. Sonra “shell company” ifadesi gündeme geldi. Türkçesiyle “kabuk şirket”. Sosyal medya şirketlerinin AKP Hükümeti tükürdüğünü yalamasın diye yapılan arabuluculuk çalışmaları sonrasında “kabuk şirketler” formülü ile gelmişler.
Bugün Twitter için “reklam verene terörün finansmanı kanununu uygularız ha” demeleri de bu ifadeyi güçlendirdi. Terör ne reklam ne? Ya da Twitter’a reklam veren, terörü nasıl desteklemiş olabilir? Bugün resmi gazetede yayınlanan karar metinlerinde 15 tane kanun sayılmış. Ama hukukçular bu konuda, “belirtilen kanunların hiçbirinde bu konuya değin bir yaptırım yok” diyorlar.
Bu konuda da “arabulucu anlaşmalarına Twitter uymadı. Bu nedenle Twitter’a reklam vereceklerin gözünü korkutmaya çalışılıyor” yorumu yapanlar var. Tabii bir de ; “Hala Twitter’a reklam verilmesinden korkan bir hükümet var” diyenler var.
Tersi geçerliyse, görmek isteriz. Ama şekil olarak değil, gerçekleşmiş olarak.
Ne demek istiyoruz anlatalım;
Facebook : Kendi Facebook Topluluk Standartlarımız Geçerlidir
İlk konu bu; ekim başında Türkiye’de temsilcilik açmayacağını Prof.Dr.Yaman Akdeniz üzerinden duyuran Facebook, kasım ve aralık aylarında 10 milyon ve 30 milyonluk cezalara aldırmadı ama 4 ay sonra birden fikir değiştirdiler. Bu fikri değiştirirken de “biz hala kendi bildiğimizi okuruz” ifadesi ve “gerekirse hemen de gideriz” bilgisini de ekleyerek, bir acaip duyuru yaptılar.
“Aldığımız karar, Facebook Topluluk Standartları’nı ya da devlet kurumları tarafından yapılan içerik kaldırma taleplerinin incelenme süreçlerini değiştirmiyor. Dolayısıyla, bu ilkelere uygun olmayacak bir şekilde hareket etmemiz için ısrar edilmesi halinde yerel temsilcimizi geri çekeceğimizi belirtmek istiyoruz.”
Bu duyuruya bakınca “Nasıl Yani? Temsilci atadınız ama kurallara uymayacak mısınız?”diye düşünmüyor musunuz? Bu ifadede biraz da, “bak sizinle yaptığımız arka plan anlaşmaya uymazsanız gideriz ha” tehditi yok mu?
Google’un Şirketinin Müdürü Kenneth Hoo Yi, Hindistan’da ve İngiltere’de Başka 20-30 Şirketin Daha Müdürü Durumunda
Diğer yandan Google’un 12 ocakta Ticaret Sicilde yayınlanan mevcut Google şirketi ile aynı adreste gösterilen, Google LLC şirketine baktık ve düşündük; “Google zaten yıllardır buradaydı. Ama anlaşılan o yıllardır burada olan şirketin ilişkilerine zarar vermemek için gerçekten de kabuk şeklinde bir temsilcilik yapmışlar”. Duyumlarımıza göre, hükümet de bunu kabul etmiş. Yani bir temsilcilik açılmış gibi gözüküyor. Ama İngilizce adıyla “brass plated company” yani tabela şirketi. Alan-veren şimdilik durumdan şikayetçi değiller.
Ama Facebook’un muğlak ifadesinin tezahürü burada şirketin ticaret sicil belgesinde 3-4 maddelik şirket sözleşme ile düşündürüyor. Sadece çok gerekli maddeler var.
Örneğin, hükümet “şu IP’yi verin” dese ve Google vermese ya da “şu YouTube videosunu kaldırın” dese ve Google kaldırmasa acaba ne olur? Mesela Kenneth Bey’e bir ceza mı verilir? Kendisi yurtdışındaysa ve reklamlar, Gmail ödemeleri vs de bu şirketten geçmiyorsa, o zaman nasıl bir ceza olur? Temsilcinin yetki ve sorumlulukları nelerdir?
Bu arada biz bu Kenneth Beyi biraz kurcaladık. Burayı tıklarsanız kendisinin New York Barosuna bağlı bir avukat olduğunu görürsünüz. Burayı tıklarsanız ise Google İngiltere’de Müdür olduğunu görürsünüz. Ama bitmedi; buraya bakın Bangalore / Hindistan’da 5 şirkette daha müdür. Hatta burayı tıklarsanız 18 firma daha göreceksiniz. Bu arada ABD’deki firmaları saymadık. Toplamda 70-80 firma olduğu söyleniyor.
Anlayacağız, Mr.Yi aslında bir avukat ve kanuni bir durumlar olduğunda devreye giriyor. Yaşayacağı yer ise İstanbul’muş gibi durmuyor.
Başka Soru İşaretleri
Başka soru işaretleri de şöyle; Sosyal medya şirketlerinin, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırması isteniyor. Bunun nasıl yapılacağı konusunda bir gelişme var mıdır?
Sonra kişiler tarafından yapılacak başvurular için en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap isteniyor. Peki bu başvurular nereye yapılacak?
Aynı soru mahkeme kararları için geçerli. Onlar nasıl ve nereden işleme konulacak?