Salı, Ocak 19, 2021
No Result
View All Result
Türk İnternet
  • Ana Sayfa
  • Araştırma
  • Etkinlik
  • Kim Nerede?
  • Şirket Haberleri
  • Ürün Tanıtımı
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Araştırma
  • Etkinlik
  • Kim Nerede?
  • Şirket Haberleri
  • Ürün Tanıtımı
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
Türk İnternet
No Result
View All Result
Ana Sayfa TELEKOMÜNİKASYON TEKNOLOJİLERİ TEKNOLOJİK MEVZUAT - HUKUK Kişisel Verilerin Korunması

Dijital Panoptikon, Siber Hapishaneye Hoş Geldiniz!

Melike Beykoz - Melike Beykoz
23 Temmuz 2020
- İnternet Gelişimi & Sosyolojisi, Kişisel Verilerin Korunması, Siber Güvenlik
0
Dijital Panoptikon, Siber Hapishaneye Hoş Geldiniz!
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Artık gözetlendiğimizi biliyoruz, siber dünyanın gözetimine teslim olduk. Çünkü başka türlü bir hayatı imkânsız hale getiriyorlar. Bilgisayarlar, mobil telefonlar, internet olmadan okula kaydolamıyoruz, üniversite sınavına giremiyoruz, sınav sonucunu bile öğrenemiyoruz. Avuç izi okutmadan Sosyal güvenlik Sisteminden (SGK) sağlık hizmeti alamıyoruz. Aile hekiminize muayene olmak için online randevu almak zorundayız. Tüm sağlık kayıtlarımız, hastalık geçmişimiz, tetkiklerimiz, kullandığımız ilaçlar, kronik hastalıklarımız e-devlette (e-nabız). Korona sonrası HES (Hayat eve sığar) kodunuz yoksa otobüs, tren, uçak yolculuğu yapılamıyor. Devletin verdiği neredeyse tüm hizmetler e-devlet üzerinden yapılıyor. Nüfus kaydımız, sülalemiz, tüm atalarımız e-devlette. 5000’den fazla çeşit hizmet veren e-devlet uygulamalarının amacı tüm devlet hizmetini çevrimiçi hale getirmek.

Sadece devlet değil ticari işletmeler de daha çok mal ve hizmet satabilmek için bizleri iyi tanımak istiyorlar. Zevklerimizi, eğilimlerimizi, alışkanlıklarımızı hem bilmek hem de yönlendirmek istiyorlar. Bu amaçla da ellerinin altındaki en güçlü araç sosyal medya verileri. Yakın zamandaki en bilinen örnek Facebook’daki manipülasyonlarla bilinen, 2016 Amerikan seçimlerinde yaşanan Cambridge Analytica skandalıydı. Kişileri Facebook’taki beğenileri üzerinden tanıyan, onları kategorize eden, sonra da seçimlerde kullanacakları oyu istedikleri yöne çekebilmek için önlerine yalan haberler çıkararak, gerçek haberleri gizleyerek veya çarpıtarak kandırmışlardı.

Uzun süredir “if a service is free, you are the product (bir hizmet bedavaysa ürün sizsiniz)” diye bir deyim dolaşıyor. Esasen siber dünyada bize verilen hizmetler ile toplanan veri, paralı/parasız, bilerek/bilmeyerek verdiğimiz izinlerle ya da izinsiz olarak kullanılıyor. Dijital dünyada her yerde bıraktığımız izler bizimle ilgili bir bilgi saklıyor. Bu izleri bıraktığımız yerler ise her geçen gün artıyor. Dijital bankacılık (nerelere, kimlere para harcıyoruz, ne kadar birikimimiz var), sosyal medya (beğenilerimiz, beğenmediklerimiz, paylaşımlarımız, dijital insan ilişkilerimiz), çevrimiçi alışverişler, mobil telefon verileri (konumumuz, telefonda geçen zaman, oynanan oyunlar, arama geçmişimiz, gezdiğimiz siteler, müzik zevkimiz), giyilebilir araçlar (kalp atışımız, günlük aktivitemiz, yediklerimiz, içtiklerimiz, kilomuz) , e-devlet hizmetleri (tapumuz, sülalemiz, eğitim geçmişimiz, sigortamız, sağlığımız, adli geçmişimiz …) ve daha niceleri.

Böyle bakınca da gözetleniyor hissi artmıyor mu? Mahremiyet kaldı mı? Dijital hapishaneye hoş geldiniz.

1785 yılında Jeremy Bentham, “Panoptikon” adını verdiği bir hapishane tasarlamış. Daire şeklindeki bu hapishanede ortada karanlıkta bir gözetleme kulesi ve dairenin dışında sıralanmış aydınlık bir ortamda hücrelerinde her an gözetlenebilen mahkûmlar var. Bentham’ın hapishane modeli, karanlık hücrelerdeki mahkûmların olduğu buna karşın gardiyanların aydınlıkta olduğu klasik hapishane düzeninin tam tersi. Panoptikon’da mahkûmlara karanlık kuledeki denetçiler tarafından sürekli izleniyor hissi veriliyor. Sürekli izlendiklerini hisseden mahkûmlarsa daha itaatkâr, disiplinli ve uyumlu oluyorlar.

Aşağıdaki fotoğrafta Küba’da 1926-1931 yıllarında inşa edilen ve artık kullanılmayan Panoptikon modeli “Presidio Modelo” yu görüyorsunuz. Fidel Castro da bir dönem bu hapishanede kalmış. Günümüzde müze olarak korunan bu  hapishane 1967 yılında kapatılmış.

“Bu model 20. Yüzyılın en önemli filozoflarından Michel Foucault tarafından da “ sosyal kontrol sistemleri ve insanlar” arasındaki etkileşimi anlatmakta kullanılmıştı. Panoptikon, ona göre mimari bir proje olmaktan çok. “iktidar-bilgi ilişkisini sergileyen bir iktidar teorisinin açıklayıcısıydı. Foucalt, Panoptikon sisteminin modern toplumun okul, hastane, hapishane, fabrika gibi birçok temel kurumunun işleyiş mantığının temeli olduğunu iddia ediyordu. Bu sistem sayesinde daha az denetçi ile daha geniş kitleleri kontrol altında tutmak mümkün hale gelecekti. Ona göre Panoptikon modeli, egemen gücün işine yarayan bir yöntemdi ve gözetleniyor olmanın içselleştirildiği, kabul edildiği bir toplum yapısının meşrulaştırılmasına yardımcı oluyordu.”, 

Duvar, Prof Deniz Ülke Arıboğan

Dijital Panoptikon’dan ne kadar haberdarız?

Panoptikon hapishanesindeki mahkûmlar izlendiklerini biliyorlar. Aydınlıkta olduklarını ve karanlık kuledeki denetçinin her an kendilerini izliyor ve görüyor olduklarını tahmin edebiliyorlar. Dijital dünyada ise olay biraz daha farklı. Snowden’ın NSA’de ( Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı) ne tür izlemeler yapıldığını belgeleriyle basına sızdırdığı döneme kadar bu gözlemin ne derece metodik yapıldığı pek de bilinmiyordu.  Yapılan açıklamalar ise bu gözlemin güvenlik amaçlı ve terörizme karşı yapıldığı şeklindeydi.

Bugün geldiğimiz noktada ise gözetlendiğimizi biliyoruz ama ya görmezden geliyoruz ya da unutuyoruz. Yaşadığımız alanlara yerleştirilen kameralar ve yapay zekâ destekli yüz tanıma sistemleri sürekli olarak ne yaptığımız da görüyorlar. Her ne kadar kameraları mümkün olduğunca gizli bir yerlere yerleştirseler de aslında orda olduklarını az çok tahmin edebiliyoruz. Kriminal vakalar sonrası bir sürü görüntü kaydının ortaya dökülmesi de bize ipucu veriyor olmalı.

Online alışveriş sitelerinde gezerken bazı ürünleri inceliyoruz. O sırada neye ihtiyacımız varsa nerelerde hangi fiyata ne tür benzer ürünler var bakıyoruz. Sonra İnstagram, Facebook ve benzeri sosyal medya uygulamalarına girince ne tesadüfse hemen o tarz ürünlerin reklamları geliyor. “Big Brother is watching you!” . Birileri bizi gözetliyor, ihtiyacımızı, ilgimizi, zevkimizi takip ediyor. Belki de bizi bizim kadar düşünen birileri vardır mı desek, çık özelimden mi desek?

COVID-19 ve Panoptikon

Korona (COVID-19) hastalarını ve temas ettikleri kişileri takip etmek üzere kullanılan “Temas Takip Sistemleri” Panoptikon çağrıştırmıyor mu? Her ne kadar güvenlik amaçlı kullanıldığını söyleseler de “izleniyor” olmamızı gerektiriyor. Kimlerle temas ettik, kaç kez görüştük, nerelerde ne zaman görüştük biliniyor. Hem kendi sağlığımız hem de başkalarının sağlığı için bu bilgileri topluyor, saklıyor paylaşıyoruz. Başka ne gibi amaçlarla kullanılır bu bilgi?

Son yıllarda yeni teknolojiler toplumu daha şeffaf hale getirdiler. Devleti yönetenlerin insanları takip etmesini kolaylaştırdılar. Artık herkesin güvenlik için potansiyel bir tehdit olarak görüldüğü bir toplumda yaşıyoruz ve herhangi bir problem meydana gelmeden önce bu tehditlerin uygun şekilde ele alınmasını sağlamak için sürekli polisiye tedbirlere ihtiyaç duyuluyor. Dijital gözetim sistemleri ilk zamanlar demokratik devlet ve vatandaşlık haklarının gözeterek kullanılmış olsa da zamanla bu sistemlerin ulaşabildiği veriler çok geniş alanlara yayıldılar. Bu alandaki regülasyonların teknolojinin gelişim hızına uyum sağlayamaması ise kişilerin mahremiyet ve özgürlükleri için tehdit oluşturuyorlar.

Güvenlik amacıyla kullanılan dijital Panoptikon türü gözetim sistemlerinin genişletilmesiyle bu araçlar vatandaşlara karşı dönme ve baskı ve korku kültürünü teşvik ederek onları kontrol etme potansiyeline de sahip oluyorlar. Modern Panoptik iktidar ile yönetilen vatandaşlar,  sürekli tehlikede olduklarına inanarak devletin kendilerini korumaları için güvenlik ve özgürlüklerinden vazgeçmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Bu baskı altında yaşayan kişilerse gözetim altında olduklarını unutup gözlemcilerin veri toplamaya devam edebilmelerine izin veriyorlar. Gözetim sınırlarını genişlettiği ve ifade özgürlüğü ve mahremiyet gibi insan haklarını etkilediği ortaya çıktığında, insanlar Panoptik bir hapishanede olduğu gibi kendi davranışlarını izlemeye teşvik ediliyor. Bu ise iktidardaki insanların toplum üzerinde aşırı bir güç kullanmadan kontrol kurabilmelerini sağlıyor. Sistemin başarısı için ise halkın güvenlik kaygılarını gündemde tutuyorlar. Toplum, hızla artan bir güvenlik duygusu için mahremiyet hakkını takas etmek isteyip istemediğine karar vermek zorunda bırakılıyor. “Big Brother” (devlet) bizi koruyor ama bu devletin bizi izlediği gerçeğini değiştirmiyor.

Etiketler: Cambridge AnalyticaDeniz Ülke Arıboğandijital gözetimHapishaneManşetPanoptikonPresidio Modelo

Türk İnternet'ten buna benzer yazılar için bildirim almak ister misiniz?

ABONELİKTEN ÇIK
Melike Beykoz

Melike Beykoz

TED Ankara Koleji ve İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü mezunu, Elektronik mühendisidir. Belçika’nın Antwerp şehrinde Alcatel Bell Telephone şirketinde 1 yıl hem eğitim alıp hem de çalıştıktan sonra İstanbul’da Alcatel Teletaş’ta Türkiye’nin ilk dijital telefon santrallerinde yazılım mühendisi olarak 4 yıl çalışmıştır. Çalışmalarını İspanya’nın Madrid şehrinde, Alcatel Standard Electrica SESA şirketinde uzman mühendis olarak 5,5 yıl sürdürmüştür. Türkiye’ye döndüğünde kendi kurduğu İLKON bilgisayar şirketinde bilgisayar ve Network altyapıları ve yazılım üzerine 2 yıl çalışmıştır. 1999 yılında Turkcell’e katılmış ve 10 yıl boyunca Yönetim Sistemleri yazılım Geliştirme müdürlüğü ve Operasyon müdürlüğü görevinde bulunmuştur. 2010 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde BT direktörlüğü görevine getirilmiş ve burada 6,5 yıl çalışmıştır.

Lütfen yorum yapmak için giriş yapın.

GÜNLÜK BÜLTEN ABONELİĞİ

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

YAZARLARIMIZ

Fusun S.Nebil
  • Signal’i CIA mi Yazdı? Peki O zaman NSA’in Kirli Çamaşırlarını Ortaya Koyan Snowden Neden Signal Diyor?
Innocenzo Genna* / EU telecom regulation expert
  • AB, İnternetin Kurallarını Yeniden Şekillendirmeye Çalışıyor
Melike Beykoz
  • 5G, Eğitimi Nasıl Dönüştürüyor
Soykan Özçelik
  • WhatsApp’ı Bırakma Zamanı Geldi

BU HAFTA EN ÇOK OKUNAN HABERLERİMİZ

  • Whatsapp’ı Siliyor Muyuz? Peki Silersek Ne Kullanacağız?
  • WhatsApp Açıklama Yayınladı
  • Instagram, Twitter, Facebook, Tiktok gibi Sosyal Ağlara Reklam Yasağı Geliyor!
  • Elon Musk WhatsApp Gizlilik Politikası Değişikliğine Karşı “Signal’e Geçin” Dedi
  • Whatsapp Yeni Şart Koşuyor ; Facebook Anlaşılan Rekabet Davalarına Karşı Önlem Alıyor

DOSYALAR

  • 2020/09 Dosyası : İleti Yönetim Sistemi
  • 2020/08 Dosyası : Trump’ın Çinli Uygulamalarla Savaşı
  • 20/07 Dosyası : AKP’nin 2020 Sosyal Medya Düzenlemeleri
  • 20/06 Dosyası : ABD’de Protestolar – Sosyal Medya – Trump Çekişmesi
  • 2020/05 Dosyası : Yeniden Düşünmek ; Korona Salgını ve Türkiye

TEKNOPOLİTİK – YOUTUBE

SON YAYIN

BİZİ TAKİP EDİN

  • 6.2k Takipçis
  • 383.7M Takipçis

TWITTER

Facebook Twitter LinkedIn
Türk İnternet

Turk-internet.com 25 Ekim 2000'den beri Hizmetinizde

TURK-İNTERNET

  • Haber İndeksi
  • Hakkımızda
  • Gizlilik Bildirimi
  • Firmaların turk-internet.com ile Çalışabilirlik Yöntemleri
  • Destek
  • Bize Yazın

Türk İnternet'ten ilginize çekecek yazılar için bildirim almak ister misiniz?

Abone Ol

© Copyrights 2000-2021 - Bu sitede yayınlanan haber/söyleşi/makale ve bilgilerin tüm hakkı turk-internet.com'a aittir.

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Araştırma
  • Etkinlik
  • Kim Nerede?
  • Şirket Haberleri
  • Ürün Tanıtımı
  • Hakkımızda

© Copyrights 2000-2021 - Bu sitede yayınlanan haber/söyleşi/makale ve bilgilerin tüm hakkı turk-internet.com'a aittir.

Aşağıdan hesabınıza giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Kayıt olmak için aşağıdaki formu doldurunuz

Tüm alanların doldurulması gerekiyor. Giriş yap

Şifrenizi geri alın

Lütfen şifrenizi resetlemek için kullanıcı adı veya email adresinizi girin.

Giriş yap
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Kabul Ediyorum
Privacy & Cookies Policy

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these cookies, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may have an effect on your browsing experience.
Necessary
Always Enabled

Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.

Non-necessary

Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.