İsveç’te troller, sahte haberler ve ırkçılıkla mücadele etmek için bir grup insanın oluşturduğu “#JagÄrHär (Ben Buradayım)”[1] isimli nefret suçları karşıtı ve Facebook üzerinde örgütlenen bir grup, 1 yıl içinde 65 bin üyeye ulaştı. facebook sayfasının kurucusu Mina Dennert “apolitik” bir grup olduklarını belirtiyor.
İnternet’in varlığı ve durmadan büyümesi, sokaktaki insana sesini duyurma imkanı verdi. Ama bu imkanı kötüye kullanan, nefret yayan insanlar da var. Bunlar bazen yalan haberler yayarken, bazen troller, kendi düşüncelerinin ya da varlıklarının tersine düşünen belli bir kişiye/kişilere yönlendirilmiş saldırılar yapabiliyorlar. Normal şartlar altında bu kişilerle “hukuk” yoluyla mücadele etmek gerekir ama her zaman mümkün olamayabiliyor.
Bu tür insanlarla mücadele etmek de ancak organize bir şekilde olabilir. İşte “Ben Buradayım” isimli İsveçli grup bunu gerçekleştiriyor. Felsefeleri de “Irkçı ve nefret dolu yorumların karşılıksız devam etmelerine müsade edemeyiz. Bu nedenle kendimiz de, nefret dolu yorumlarda bulunma, taciz, hakaret etme ya da bizi küçültecek yorumlar yapmayız.” şeklinde veriyorlar.
Grup toplu hareket ediyor ve hakaret ve ırkçılık içeren bir sosyal medya sayfası ya da gazete yorum bölümüne link veriliyor. Grubun aktivistleri hemen oraya gidip, hakaret içermeyen dengeli yorumlar, mantıklı tartışmalar ya da sevgi dolu mesajlar gönderiyorlar.
Bu hareketin karşılığında ise büyük bir değişim gördüklerini belirtiyorlar. Yani “kitleler ne kadar çok konuşmaya cesaret ediyorsa, nefretin sesi o kadar azalıyor” diyorlar.
Bunun nedenini ise, karşılarında mantıklı nedenler ileri süren ve sakinleşmesini tavsiye eden büyük bir grup gören nefret suçlularının vazgeçmesi hatta geri adım atması olarak gösteriyorlar.
Grubun yöneticileri medyada yabancı orijinli kişilerin şiddet meraklısı olduğuna dair algı yaratan haberlerin yer alması ile birlikte, normal vatandaşların korku duyduğunu farketmeleriyle bu grubu kurduklarını belirtiyorlar ve “Birbirimizle konuşmayı becerebilmemiz ve bunu da medeni bir şekilde yapmamız lazım” diyorlar.
Ve şöyle devam ediyorlar; “Online yorum ya da sosyal medya alanları çok önemli demokratik enstrümanlar. Bunlar bize etrafımızda olup biteni tartışabilme olanağı sunuyor. Ama aynı zamanda “anonimlik” sayesinde bunlar nefret duyanlar için bir çeşit “özgür alan” oluyor. Birisinin gözlerinin içine bakmadan konuşunca, herşeyi söyleyebiliyorlar. Arka planda ise çok sayıda kişi korkuyor ve sessiz kalıyor. Ya da ırkçılık, cinsiyetçilik, nefret gibi konuların yer aldığı forumların parçası olmak istemiyorlar. Biz nefrete karşı gelen gücüz.”
Eh demokrasi de böyle bir şey. Sadece politikacılara bırakılmayacak ve “yurttaşlık görevlerini” yerine getirmeyi gerektiren bir şey. Darısı başımıza diyelim.
[1] # JagÄrHär Grubu