Okyanus kimyası konusunda çalışan Kanadalı Dr.Will Burt, okyanusların 2045 yılına kadar atmosferden bir milyar ton zararlı karbondioksiti emmesine yardımcı olmaya yönelik bir proje üzerinde çalışıyor. Dr.Burt, okyanusların, atmosferden daha fazla CO2 çekmesini sağlamak için alkali malzemeler ekleme potansiyelini araştırıyor. Şu anda ABD / Dartmouth merkezli Planetary Technologies şirketinde Baş Okyanus Bilimci olarak çalışıyor ve şöyle açıklıyor :
“Atmosfere saldığımız karbonun yaklaşık üçte biri okyanus tarafından doğal olarak emiliyor. Fakat okyanus giderek daha asidik hale geldi çünkü şu anda çok fazla CO2 içeriyor.”
Alkali malzeme eklemek, deniz suyunda karbonik asit olarak da bilinen çözünmüş CO2 seviyesinin düşürülmesine yardımcı olur. Bu da okyanusun atmosferden daha fazla CO2 çekmesini sağlayan bir boşluk yaratır. Sanayileşmeden bu yana, CO2 emisyonları, okyanusta doğal olarak ama çok yavaş birikmekte olan alkalinite miktarını çok geride bıraktı. Okyanus ve atmosferdeki CO2’yi dengeleyen bu doğal süreci önemli ölçüde hızlandırabilirsek, iklim değişikliğini ele almada oyunun kurallarını değiştirebiliriz.
Okyanuslarımız günümüzde büyük bir karbon deposudur. Bunun nedeni, CO2’nin deniz suyuyla reaksiyona girerek karbonu kolayca havaya geri dönüştürülemeyecek bir forma dönüştürmesidir. Okyanus, iklim değişikliğini engellemede kritik bir rol oynuyor. Ormanlar ve sulak alanlar gibi, atmosferdeki karbondioksiti büyük ölçekte doğal olarak geri dönüştürür. Teori, deniz suyu kimyasını değiştirerek okyanus yüzeyinin doğal olarak olduğundan çok daha fazla atmosferik karbonu emebileceği yönündedir.
Zararlı CO2’ye doğal çözüm
Projeye göre; Planetary Technologies’in çözümü olan Hızlandırılmış Karbon Geçişi (ACT) platformu, yenilenebilir enerji kullanarak, madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan atık malzemeleri güvenli, saf çözünmüş alkali maddelere dönüştürecek ve bunu toplu olarak atık su yoluyla okyanusa teslim edecek. Bu, okyanus asitlenmesinin etkilerini azaltmaya, CO2’yi atmosferden uzaklaştırmaya ve karbonat ve bikarbonat iyonları olarak kalıcı olarak depolamaya yardımcı olacak. Dr. Burt şöyle diyor :
“Okyanusa bir şey ekleyip karbon yakaladık demek başka bir şey, ama bunu kanıtlamak başka bir şey. Alkaliliği nasıl ekleyeceğimiz, ölçeceğimiz ve atmosferden almayı başardığımız CO2’yi nasıl hesaba katacağımızla ilgili stratejiler üzerinde çalışıyorum.”
Şirket, kapalı madenlerden çıkan atık ürünleri alkali toza dönüştürecek bir yaklaşım geliştiriyor. Yeni altyapı inşa etmek zorunda kalmamak için atık su arıtma veya enerji tesislerinden gelen mevcut borularla suya verecekler.
2000’lerin ortalarında, oşinograf Greg Rau, deniz suyunun alkalinitesini ayarladığı ve ardından ne kadar karbon emildiğini ölçtüğü küçük ölçekli deneyler yapmaya başladı. O zamanlar Santa Cruz’daki California Üniversitesi’nde bir araştırmacı olan Rau, daha sonra “okyanus alkaliliği geliştirme” olarak adlandırılacak olan proje için birkaç patent başvurusunda bulundu, ancak yöntem pek ilgi görmedi.
Dr.Burt’un artan okyanus asitlenmesi konusuna gözlerini açan, bir deniz bilimci olan üvey babası olmuş. Bu mesleğini belirlemiş. İklim değişikliğini ve okyanus asitlenmesinin etkilerini inceleme tutkusu ile doktorasını alan Burt, mezuniyetinden birkaç yıl sonra, Alaska’da yüksek lisans düzeyinde kimyasal oşinografi öğretirken, bu proje ortaya çıkmış.
Oşinografi Departmanında yardımcı doçent ve Fiziksel Oşinografide Kanada Araştırma Başkanı olan Ruth Musgrave, şirketin ACT platformunu ölçmek, izlemek, doğrulamak ve onaylamak için Planetary Technologies ile ortaklık yapan üniversite araştırmacılarından oluşan bir ekipteydi ve CO2’nin atmosferden uzaklaştırılması üzerine çalışıyorlardı. Şirketin platformda çalışacak bir kimyasal oşinograf aradığını bildirmek için Dr. Burt’a ulaştı.
ve İşte 2022’den beri Dr.Burt projenin içinde. Bugün şunu söylüyor;
“İklim hedefi, bu süreçleri kullanarak atmosferden 10 gigaton karbon çıkarmaktır. Hedeflememiz gereken ölçek bu, çünkü bundan daha azı bir şekilde anlamsız. Teknolojimiz çalışırsa, dünya çapında bir karbon giderme motorları ağı kurabileceğiz. Bunun etkisini muhtemelen hayatımda görmeyeceğim, ama umarım çocuklarım görürler.”
Bir başka girişim, yer minerallerini Long Island ve Karayipler’deki kumsallara yaymayı planlıyor ve oradaki kumsalları yavaş yavaş yıkayıp alkalileştirmeleri umuduyla. İlgi gören başka bir yöntem, yüzeyde fitoplankton büyümesini teşvik etmek için okyanusun derinliklerinden besin açısından zengin suyu pompalamak için su altı borularının kullanılmasını içeriyor.
Anlayacağınız iklim değişikliği konusunda kafa yoran çok fazla proje var.