6 Nisan günü Twitter, Facebook, YouTube kapatmaları, arkasından Google’a kapatma tehdidi… Bu dev internet firmaları neden boyun eğdi?
“Ortada bir mahkeme kararı var” gerekçesinin geçersiz olduğunun en önemli örneğini bizzat Obama’nın ağzından duyduk. 15 Şubat günü, Obama ile ünlü gazeteci ve TV yorumcusu Kara Swisher arasındaki söyleşinin konuyla ilgili kısmını kelime kelime aynen çevirdim ve aşağıda sunuyorum (vurgular bana aittir):
- Obama: “FBI, mahkeme kararı çıkartıyor, şirkete gidiyor ve bilgi talebinde bulunuyor. Şirket teknik olarak buna uyabilir. Burada mesele şu, şirket kısmen tüketici talebine karşılık vermek, kısmen de mahremiyet konusundaki meşru kaygılarla … ‘pardon ama [istediğiniz bilgileri] çıkarıp veremeyiz’ diyor.”
- Kara Swisher: “[Şirketlerin] Bu yaptıkları yanlış mı?”
- Obama: “Hayır, pazarın talebine düzgün bir şekilde (properly) karşılık verdiklerini düşünüyorum.”
Amerika’da kullanıcılarına duyarlı olabilen internet firmaları mahkeme kararına uymayabiliyor. İfade özgürlüğü konusunda uluslararası notu kırık olan AKP hükümetinden bağımsızlığı AB İlerleme Raporları’nda bile kuşkuyla karşılanan mahkemelerimizin hukuka uygunluğu tartışmalı bir kararına sosyal ağ firmaları neden teslim oluyor?
Üstelik T.C. Anayasası’nın 90. Maddesinde şu ifade var: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başta, Avrupa Adalet Divanı ve Birleşmiş Milletler gibi, ülkemizi de ilgilendiren tüm saygın uluslararası kuruluşların internette sitelere erişim engellenmesinin kabul edilemez olduğu, internete erişimin temel insan hakkı olduğu yönünde kararları ve açıklamaları var.
“Bu firmalar ticari kuruluş olarak kapatılarak reklam geliri kaybetmek istemez” söylemi arkasına da sığınılamaz. Örneğin, Çin hükümeti Google’dan Tiananmen ayaklanmalarına ilişkin (1989’da 200-300 kişi ölmüştü) içerikleri çıkarmasını istemiştir. Google bu pazarı kaybetmemek için önce Çin hükümetiyle anlaşma yapıyor gibiydi; fakat, sonra kendi ülkesinde, Amerika’da ortaya çıkan toplumsal tepkiler karşısında geri adım attı. Biraz pazar kaybını göze aldı ve Çin hükümetinin talebine uymadı.
6 Nisan’da bir prova yaşandı. Erdoğan’ın “başbelası” gördüğü sosyal ağlarda, seçim öncesinde karartmalar etkin ve hızlı bir şekilde uygulanabilir mi provası yapıldı. Buna boyun eğen internet firmalarına, esas kullanıcılarının, müşterilerinin toplum olduğu hatırlatılmalıdır. “Şeffaflık Raporu” açıklamaları yeterli değildir. Toplumumuz da, önemli bir kısmı zaten hükümetin sözcülüğünü yapan medyamızın yanında, internetin karartılmasına karşı, hükümete olduğu kadar internet firmalarına da tepkisini güçlü bir şekilde gösterebilmelidir.
[1] Bu konudaki ayrıntılı yazıma ve Obama ile söyleşinin video kaydına erişmek için bakınız: Sosyal Ağ ve İnternet Firmaları Kime Karşı Sorumlu: Devlete mi, Kullanıcısı Topluma mı?