Resmi Gazetede yeni yayınlanan bir karara göre, kullanılmayan cep telefonu cihazlarının IMEI numaraları 1 yıl sonunda bloke edilecek.
Karar sosyal medyada tepkiye neden oldu. Benim gördüğüm tepkiler arasında, “yurtdışına gidip de, 1-2 yıl yurtdışında kalanların durumu ne olacak?” ya da “Garanti süresi 2 yıl iken, neden IMEI 1 yıl oluyor?” gibi yorumlar vardı ama bunlar doğru tepkiler değil. 1 yıla inmesi mevcut koşullar altında, tüketici açısından olumlu bir gelişme ve ayrıca bloklanan telefonların açılması çok zor değil. Aşağıda anlatacağız.
Ama önce IMEI numaralarının kaydı yani MCKS sistemi neydi –daha önce defalarca yazdık–ama bir daha anlatalım.
MCKS Sistemi 2005’de Başladı
AKP hükümeti cep telefonlarını vazgeçilmez gördüğü için olsa gerek aşırı vergilendiriyor. Bunun sonucunda ise kaçakçılık katlanarak artıyor. Çünkü cep telefonları yükte hafif, pahada ağır kalemlerden. Vergi arttıkça da kaçakçılık daha cazip hale geliyor.
Ama kaçakçılık, Türkiye’deki mobil telefon satıcılarını etkiliyor. Bayilik sistemi haksız rekabete maruz kalıyor. Mobisad 2005 yılında üyelerini korumak için MCKS sistemini önerdi. (Bkz : MKCS Nedir?) Bu “Mobil Cihazları Kayıt Sistemi”nin başharfleri. Bir cins cep telefonu kimlik bilgisi. (Bkz : GSM Elektronik Kimlik Yönetmeliği Yayımlandı).
Ama sanmayın ki, sadece bayilerin işine yarıyor. Kullanıcı açısından 2 yararı var. Birincisi cep telefonu hırsızlıkları ortadan kalkıyor –çünkü çaldığı telefon IMEI numarası bloklanırsa işe yaramıyor, bu nedenle de çalıntı cep telefonu alanlar olmuyor–. Ayrıca tüketicinin kaçakçılardan bozuk, garantisi olmayan telefon alması önleniyor (neden vergiler yüksek, neden vatandaş kaçakçıya maruz kalıyor ayrı bir soru).
MCKS şöyle çalışıyor; vergisi ödenmiş olan cep telefonlarının IMEI numaraları bir veri tabanına kayıtlı oluyor (satıcı kayıt altına alıyor). O telefon çalıştığında yani sinyal alındığında, veri tabanından IMEI numarası karşılaştırması yapılıyor. Veri tabanında IMEI numarası olmayan cihazlar, Kaçak telefon olarak tespit ediliyor. Cihaza otomatik olarak gümrük vergisini ödemesi uyarısı gönderiliyor. Yurtdışından tatile gelenlerin de olabileceği düşüncesiyle, 120 gün (4 ay) bekleniyor, bu sürenin sonunda hala ödeme yapılmamış ise IMEI numarası bloklanıyor, cihaz çalışamaz hale geliyor.
MCKS Sisteminde Biriken Cihaz Verisi Kullanıcıların Zarar Görmesi Anlamına geliyor
Ancak MCKS sistemi çalışmaya başladığı 2006’daki şekli ile uzun süre güncellenmeden bırakılınca, veri tabanı şişti. İçinde 15 yıl sonunda 280 milyon cihazın verisinin toplanmış olduğu 2021 yılında, uzun tartışmalardan sonra bloklanma süresi 7 yıl ile kısıtlandı ve Beyaz listedeki cihaz sayısı 140 milyona indirildi.
O zaman şunu sormuştuk; neden 7 yıl, neden 1 ya da 2 yıla indirmiyorsunuz? Bu soruyu sormamızın nedeni şuydu; MCKS’de ne kadar çok veri varsa, klonlama ve dolayısıyla kaçakçılık ve yanısıra cihaz hırsızlığı o kadar artıyor.
İçeride 2021’den mevcut olan 140 milyon verinin bugüne kadar geçen sürede ne kadar arttığını bilmiyoruz. Ancak çekmeceye ya da çöpe attığınız cep telefonunun IMEI numarasını, birilerinin işine yarıyor. Siz kullanmıyorsunuz ama veritabanında o IMEI numarası silinmemiş yani çalışıyor gibi gözüküyor. Birileri, BTK’nın yönetimindeki veri tabanından –nasıl yapıyorlarsa– kullanılmayan cihazların IMEI numaralarını buluyorlar ve kaçak telefonlara kopyalıyorlar (daha doğrusu klonluyorlar). Bu o kadar popüler hale geldi ki, Sirkeci’deki bazı dükkanlar camlarına “klonlama yapılır” gibi suç teşkil etmesi gereken ifadeleri çekinmeden yazmaya bile başladılar.
MCKS sistemindeki kullanılmayan numaralar çok artınca, 2019 yılında klonlanan telefonlara –vatandaş mağdur olmasın denilerek– af bile getirildi.
Bunun bir tehlikesi şu, çekmecenizde duran ya da çöpe attığınız telefonun IMEI numarası kopyalanır ve bu klon telefonla birileri suç işlerse, bunun üzerinize kalma olasılığı mevcut. Mesela, Bylock olaylarında bu tür sıkıntı yaşayanlar olduğu raporlanıyor. Bugün cep telefonlarının banka işlemleri dahil pek çok iş için kullanıldığı düşünülürse, sorunu daha iyi anlayabilirsiniz.
Aynı şekilde, hırsızlık da artıyor. MCKS sisteminin en güzel yanı, uygulamaya girdiği yıllarda hırsızlıkları da önlemesi oldu. İlk bir kaç yıl, –ki iPhone’ların ilk çıktığı ve çok çalındığı yıllardı– bu sistem sayesinde Türkiye’de cep telefonu hırsızlıkları da çok azaldı. Ama klonlama imkanı olduğunda, hırsızlık da artıyor. Telefonunuzu çalan hırsız, ona başka bir IMEI ataması (klonlama) yaptırabiliyor.
İşte bu nedenle Kullanılmayan cihazın IMEI numarasının bloklanma süresinin 1 yıla inmesi olumlu bir şey.
1 Yıldan Uzun Kullanılmayan Telefon Nasıl Açtırılabilir
1 yıldan uzun süredir kullanılmayan telefon cihazlarının bloklanması nasıl kaldırılır, buna dair bilgiler Resmi Gazetede mevcut.
- Cihazın içine önceki SIM kartı takılarak, e-Devlet ya da işletmeci (operatör) üzerinden BTK’ya yapılacak başvuru ile bloklamayı kaldırılacak (siyah listeden tekrar beyaz listeye alınacak)
- Eğer aynı numara kullanılmayacaksa, cihazın ithalatçısı ya da imalatçısı üzerinden BTK’ya başvurulacak. Olumlu ise bloklama kaldırılacak.
- Bunlar bulunamaz ise (üretici, ithalatçı kapanmış ise), belirtilen belgelerle başvuru yapılacak.
Aşırı Vergilendirme
Bu olay dikkat ederseniz, aşırı vergilendirmenin zincirleme yarattığı bir sonuç. Vergilerin şişirilmesi, telefonları kaçakçıların para kazanabilecekleri bir başka araç haline getiriyor. Bu da giderek vatandaşın kalitesiz/sahte ya da suç işleyen telefona maruz kalmasına neden oluyor. Üstelik 26 bin kadar noktası olduğu ve 120-130 bin kadar istihdam sağlayan bayilik sistemi de sakatlanıyor.
Ozan Bingöl’ün yaptığı hesaba göre, 10 bin liralık bir telefon alırsanız, bu telefonun da 5.006 lirası vergi 4.994 lirası cep telefonunun vergi hariç fiyatı olacaktır. Yani kendinize bir telefon alırken, devlete de bir telefon parası ve üstüne de 12 TL vermiş oluyorsunuz. Bu bir dünya rekorudur.
Anlatırken, atlamış olmayalım; temmuz ayında pek çok resmi komisyonlar yani KDV, harç vs, artarken, yurtdışından yolcu yanında getirilen telefonların harçları da bir anda 6.000 TL’den 20.000 TL’ye fırlatıldı. Bunun da –yurtdışına gidenlerin kendi telefonlarını getirdikleri ve bunların da genellikle üst segment telefonların satışını azalttığı gerekçesi ile– Mobisad talebi olduğu belirtiliyor.
Diğer yandan aşırı vergilendirmenin bir başka garabeti ise, yerli olmayan ama yerli diye sunulan telefonlar. Cumhurbaşkanlığı kararı ile cep telefonu parçalarına gümrük vergisi alınmıyor. Önce 31 aralık 2021’e kadardı ama sonra hep uzatıldığını öğreniyoruz. Yerli telefon teşviki diye verilen bu desteğin nedeni, aşırı vergilendirme sonucu cep telefonları fiyatlarının alt sınırının bile artık zor ulaşılır bir yere gelmesi oldu. Rekabetin çok yoğun olduğu dünya cep telefonu cihaz pazarında, çok uluslu firmalar telefon satamaz hale geliyor. Bunu değiştirmenin formülü de muhtemelen bu şekilde bulundu.
Zaten ülkemizde her durumdan kazanç çıkaranlar var. Biz ne olup bittiğine, neden neler yapıldığına anlamaz gözlerle bakarken, mesela şeker fabrikaları satılıyor çünkü birilerine yurtdışından şeker getirip, devlete fahiş fiyatla satmanın yolu açılıyor. Burada da benzer bir durum olsa gerek. Ülkeye kit halinde getirilip, sektörde “vida sıkmak” diye tabir edilen şekilde birleştirilen ve “yerli” diye satılan ama yerli olmayan telefonlar görüyoruz. İstihdam derseniz 100-200 kişi ve onlar da hayatlarından memnun değiller. Vergi derseniz, onu biz ödüyoruz. Know-how derseniz, öyle bir şey mümkün değil, yapılan iş sadece vida sıkmak.
Ama bu yerli telefon denilen cihazlara yakından bakarsanız, dünyanın en alt (en ucuz) telefon modelleri olduğunu ama dünyadaki fiyatların 1,5-2 katı fiyatlarla piyasaya sürüldüklerini görürsünüz. Aradaki fark nereye gidiyor acaba?
Yine de enflasyonla birlikte bunların da satılamadığı anlaşılıyor. Çünkü birden bire “Gençlere cep telefonu desteği” diye bir şey duyduk. Bu kampanyanın 9.500 TL gibi bir üst limiti olması nedeniyle, anlıyoruz ki elde kalan en alt segment telefon stokları eritilmeye çalışılıyor. Yani bir taşla 2 kuş, hem seçim propogandası, hem ticaret.
ZatenOzan Bingöl de o yazısında söylüyor;
“Çıkart Telefonunu Göster” cümlesindeki o telefonu alırken, konuşurken, kullanırken ödenen vergi ve vergi benzeri diğer pek çok zorunlu ödeme sayesinde; birileri lüks makam araçlarına biniyor, şatafatlı makam odalarında oturuyor, hesapsız makam harcamaları yapıyorlar…
Bu kadar abukluğa rağmen, biz olması gerekeni söyleyerek bitirelim, vergilendirmenin aşırı olması, ülkeye, tüketicilere, bayilere, herkese zararlı. Devletin bunu farketmesi ve vergileri yeniden düzenlemesi, dünyada uygulandığı gibi cep telefonu cihazlarından sadece % 20-30 aralığında vergi alması şart. Aksi durumda vatandaş kötü hizmet alıyor.
(Not : Cep telefonu sektöründeki vergilendirmenin sonuçları çok ilginç bir tezin konusu olabilirdi. Akademisyenlere öneririm.)